ÖZET
2002 yılından günümüze Türk dış politikasının seyri ve temel dinamikleri değerlendirildiğinde üç farklı dönemden (2002-2012; 2012-2015; 2015 sonrası) bahsetmek mümkün görünmektedir. İlgili dönemlerin ayrışmasında iç koşullar ve gelişmeler kadar, küresel dünyada yaşanan değişim ve dönüşümün de önemli etkileri mevcuttur. Nitekim Türkiye söz konusu dönemlerde zamanın gereği olan belli ilkeler çerçevesinde dış politika eylemlerinde bulunmuştur ve bulunmaya devam etmektedir. Türkiye’nin BM ile ilişkileri de bu çerçevede değerlendirilebilir.
Birleşmiş Milletler (BM), Kurucu Antlaşması (BM Şartı)’nda belirtildiği şekliyle, uluslararası barış ve güvenliği korumak, ülkeler arasında dostane ilişkiler kurmak ve uluslararası problemlerin çözümünde uluslararası işbirliğini sağlamak temel amacıyla 1945 yılında kurulmuş, bugün 193 üyeye sahip küresel bir örgüttür.
Türkiye de BM’nin kurucu üyesidir ve kuruluşundan bu yana BM’nin politika üretme, karar alma ve uygulama aşamalarındaki tüm çalışmalarına katkı sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. BM içerisinde coğrafi esasa göre oluşturulan gruplardan Batı Avrupa ve Diğer Ülkeler grubunda yer alan Türkiye, 1951-1952, 1954-1955, 1961 ve 2009-2010 yıllarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyeliği yapmıştır.
Türkiye ayrıca BM barış operasyonlarına askeri ve sivil personel sağlayan ülkeler arasında yer almakta, yapmış olduğu insani yardımların bir kısmını da BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi aracılığıyla gerçekleştirmektedir ve BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi Donör Destek Grubu’na üyedir. Öte yandan Türkiye, başta BM 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı (9-13 Mayıs 2011) ve Dünya İnsani Zirvesi (23-24 Mayıs 2016) olmak üzere BM ve/veya BM öncülüğündeki çok sayıda faaliyete ve BM ilintili birçok ofisin (UN Women Avrupa ve Asya’dan Sorumlu Bölge Ofisi, UNFPA Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi, UNDP Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Ofisi gibi) merkezine ev sahipliği yapmaktadır.
Bu çalışma, genel durumu kısaca yukarıdaki şekilde değerlendirilebilecek Türkiye-BM ilişkileri, adı geçen üç dönemde genel Türk dış politikası ve anlayışındaki yeri, temel özellikleri ve önemli uzlaşma ve anlaşmazlık alanları bağlamında değerlendirilecektir. Bu doğrultuda özellikle Türkiye’nin BM için önemi, BM’nin Türkiye için önemi, Türkiye’nin 2009-2010 yılları arasında yapmış olduğu BMGK geçici üyeliği dönemindeki faaliyetleri ve tutumu, “Dünya Beşten Büyüktür” söyleminin temelini oluşturduğu mevcut BM düzenine karşı yaptığı eleştiriler ve bugüne kadar Genel Kurul Başkanlığı yapmayan Türkiye’nin Eylül 2020’de başlayan 75. Dönem BM Genel Kurul Başkanlığı için TBMM Dışişleri Komisyonu Volkan Bozkır’ı resmi aday olarak göstermesi ve başkanlığın etkileri ele alınacak ve mevcut küresel koşullar da dikkate alınarak ilişkilerin geleceği adına öngörülerde bulunulmaya çalışılacaktır.
İÇİNDEKİLER
- ÖZET
- GİRİŞ
- TÜRKİYE-BM İLİŞKİLERİNDE ÖNE ÇIKAN KONULAR
- Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Geçici Üyeliği
- Büyükelçi Volkan Bozkır’ın 75. Dönem BM Genel Kurul Başkanlığı
- Türkiye’nin BM Barış Operasyonlarına Katkısı
- Türkiye’nin BM içinde Başlattığı Girişimler
- Türkiye’nin İnsani Yardım Çalışmaları
- Türkiye’deki BM ve/veya BM Öncülüğünde Gerçekleştirilen Faaliyetler
- Türkiye’de Bulunan BM Kuruluşları
- Türkiye’nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemine İlişkin Çalışmaları
- “Dünya Beşten Büyüktür”- BM Düzenine Karşı Türkiye’nin Yaptığı Eleştiriler
- SONUÇ