İnsan 1.0’dan İnsan 2.0’a Geçiş Tartışmaları Yeniden!

13.07.2020

Küresel salgın bireysel, ulusal ve küresel düzeyde yaptığımız tartışmaların içeriğini büyük ölçüde değiştirmemiş olsa da, bazı tartışmaların gündemin ön sıralarına çıkmasına vesile olması açısından önemli bir değişken olarak değerlendirilebilir.

Küresel salgının hayatımıza girdiği ilk andan itibaren her düzeyde neleri, neleri düşündük… Neleri, neleri ölçtük, biçtik… Yaşam biçimlerimizden, duygularımıza, geçmiş hatalarımızdan, gelecek planlarımıza, dünyadaki yerimizden, yaşama sağladığımız katma değere kadar ne çok sorgulanacak, irdelenecek, üzerinde derin derin düşünülecek konu varmış tekrar tekrar üstlerinden geçtik…

“Ne olacak bu benim sonum?” sorusundan “Ne olacak bu dünyanın sonuna?” kadar uzanan geniş bir yelpazede tüm olasılıklar üzerinden sayılamayacak kadar çok fikir ürettik… Görece “fikir üretmeye” ayırdığımız zaman da artınca düşünmek ve “bol bol” konuşmak zaten kaçınılmaz olarak vazgeçilmezimiz oldu… Düşündüklerimiz zaman zaman karamsarlığa, zaman zaman iyimserliğe düşürdü bizi ki bu da sürecin genel havası ve yarattığı gerginlik içinde çok normaldi…

Geçmişimize ilişkin telafi edilemeyen hatalarımızdan dolayı yaşadığımız pişmanlık, geleceğimize ilişkin “gittikçe baskısı daha çok hissedilen” kontrol edilemeyen, öngörülemeyen bilinmezliklerden dolayı yaşadığımız tedirginlik yaşamımızın hâkim durumu haline dönüştü. Aslında öncesinde de benzer duygu halleri içindeydik ama bu kez arka fonda daim olan “ölüm korkusu” bizi daha da sorgulayıcı ve endişeli bir hale getirdi…

“Öngörülemeyeni öngörmeye çalışma” ana temamız oldu ve değişen yaşam, iş yapış biçimleri vs. ve tüm bunların hayatımıza getirdiği “yenilikler” ya da zaten “daha önceden hayatımıza girmiş olan yeniliklerin” ivme kazanması ve derinleşmesi bize yeni kaygı alanları yarattı. Pek çok alan var bugün bu şekilde yeniden tartışmaya açılan ya da mevcut tartışmaların derinleştiği, veya eskiden “marjinal” olarak kabul edilen bazı çalışmaların yaygınlaştığı…

Bu tartışmalar arasında birisi var ki hem ürkütücü, hem heyecan verici, hem kaçınılmaz, hem düşündürücü… İnsanın kendi neslinin geleceği ile ilgili yaptığı tartışmalardan bahsediyorum… Aslında yeni değil bu tartışmalar… Trans-human hareketi uzun zamandır tartışmayı ileri boyutlara taşımış durumda… Özünde çok basit haliyle insan ve makinenin birleştirilerek “gücü artırılmış” insanların ortaya çıkarılması yatıyor… Uzuvlarımız, duyularımız, gücümüz ve beynimiz doğrudan işin içinde… Sıradan insanların sahip olduğu doğal engel ve sınırların ötesine geçilmesinin yaratacağı olumlu gelişmelerden övgüyle bahsediliyor… “Hızlanan getiriler yasasından” bahsediliyor… İnsanın teknolojiyle tek vücut olmasının getireceği avantajlardan! Biyolojik zekâ, biyolojik olmayan zekâ ve biyolojik olmayanın güncellenebilmesinden… Günün koşullarına göre güncellenmiş yetenekler, zekâ ve güç…

Vücudun “kusurlu” görünen kısımlarının daha iyi performans göstermesini ve/veya insanın daha uzun yaşamasını sağlamak için yapay parçalarla değiştirilmesi konusu tartışılıyor… Sibernetik en önemli alanlardan biri olarak öne çıkıyor… Daha çok bilim-kurgu bilimlerinde rastladığımız insan vücudunda organik ve yapay bileşenlerin bir arada, üstelik de birbiriyle koordineli ve uyum için kullanılmasıyla ortaya çıkan ve cyborg  (cybernetic organism-sibernetik organizma) olarak adlandırılan yarı-insan, yarı –robot oluşumların film platolarından çıkıp,  aramıza katılmak için gün saydığı konuşuluyor! Yine bilim-kurgu filmlerine çok kez konu olan kriyoneji de gerçek hayattaki yeri bağlamında tekrar gündeme gelmeye başladı… 2017 yılında Çin’de 49 yaşında akciğer kanserinden ölen Zhan Wenlian adlı bir kadın hastalığa çare bulunduğunda yeniden hayata döndürülmek umuduyla ilk kez kriyonejik olarak dondurulmuş, “hayatı koruma” olarak adlandırılan bu proje büyük yankı uyandırmıştı.

Bir yandan da değişik gelişmişlik düzeylerine sahip robotlara gözümüz aşina olmaya çoktan başladı … 2017’de Audrey Hepburn’e “benzetilerek” tasarlanan, Suudi Arabistan tarafından vatandaşlık verilen Sofia adlı robotu ve Riyad’da “Gelecek Yatırım Girişimi” başlıklı tanıtımda yaptığı konuşmaları çoğumuz çok net hatırlıyoruz… Robotlar hangi meslekleri insanların elinden daha kolay alabilir soruları sorulurken Çin’de ilk yapay zekâ haber spikerleri görevlerine başladı bile üstelik 7/24 hizmete hazır olarak…

Londra’daki Victoria & Albert Müzesi’nde 12 Mayıs 2018-4 Kasım 2018 tarihleri arasında açık kalan ve akıllı uygulamalardan uydulara, yapay zekâdan internet kültürüne kadar yakın gelecekte “mümkün olabilecek” 100 nesnenin yer aldığı The Future Starts Here adlı sergi aslında yukarıda bahsi geçen tüm tartışmalara çerçeve oluşturması ve  taşıdığı başlığın ifade ettiği yaklaşım açısından önemli… Her buluş, her teknoloji, her tasarım fikri iyi ve kötü yanlar barındırır ve bunlar da geleceği “ iyi” ya da “kötü” olarak inşa etmede önemli veriler sağlar… Bu yüzden başlangıçlar önemlidir… Farkındalık “fark” yaratır…

Endüstri 4.0 ve bileşenleri düşünüldüğünde esas mesele insanın yapay zeka karşısında “gereksiz” hale gelip gelmeyeceği, “gereksiz” hale gelmemek için çaba sarf etmesinin gerekip, gerekmediği, “gereksiz” hale gelmemek için kendi aklını makinelerle birleştirmesinin kaçınılmaz sonuç olup olmadığı… Tesla Motors, SpaceX, Neuralink kurucusu Elon Musk “insan gereksiz hale gelmemeli”, “kendi aklını makinelerle birleştirmeli” diyor… Neuralinki de insan beyniyle, yapay zekâyı birleştirecek teknoloji şirketi olarak kuruyor zaten… Francis Fukuyama ise tüm bunları insanlık için “en büyük tehdit” olarak nitelendiriyor…

İnsanın kendi eliyle, kendine rakip yaratıp, sonra da onunla başa çıkmak için kendini güncellemek zorunda kalması mı söz konusu gerçeklik, yoksa mevcut koşullarda zaten var olan rekabette mukayeseli üstünlük kazanmak için rakibinde olmayan ve olması mümkün olmayan kendi özelliklerine, rakibinin güçlü yönlerini katarak rekabette ön almaya çalışması mı? Aslında özünde makineler vasıtasıyla kendine “konfor alanı” yaratmak isteyen insanoğlu makinelere gücünü kaptırma kaygısına ne zaman düştü, “düşürüldü”, kontrol kaybedildi mi, ya da ne zaman kaybedildi?”

Ray Kurzweil’in The Singularity is Near- When Human Transcend Biology adlı kitabı söz konusu tartışmalarda sıkça adından ve içeriğinden söz edilen bir kitap… Bahsi geçen “teklik” olgusu tartışmaların geldiği/geleceği noktayı anlamak açısından önemli… Nanorobotlar… İnsan 1.0’dan İnsan 2.0’a geçiş…

Küresel salgının bu ve benzeri tartışmaları gündeme taşıması şaşırtıcı değil… Biyo-teknoloji, biyo-güvenlik gündemin en sıcak konuları haline geldi… Biyo-terörizmden, biyolojik silahlardan, biyo-teknolojinin suiistimalinden sıklıkla bahseder olduk… Virüs karşısındaki çaresizliğimiz birçok konu gibi “insan neslinin” geleceğini de sorgulattı…

Genetik, nano-teknoloji ve robotik gelişmeler etrafında “insan neslinin” geleceğini “kara kara” düşünür olduk!  “Kara kara” düşünür olduk diyorum çünkü öncelikle bilinmeyeni, öngörülemeyeni tartışıyoruz… Bu işin çok ciddi etik ve hukuki boyutları var.. Peki, ya geliştirme maliyetleri, toplumda, ülkeler arasında yaratacağı eşitsizlikler? Kimler bu işin başında, yönlendiriyor, destekliyor, teşvik ediyor? Bundan ne kazanç sağlıyor? Tek kaygı gerçekten insanın gelecekte makineler karşısında güçsüz ve atıl kalması mı? Bu sorgu, endişe ve kaygı kalemlerini daha o kadar çok artırmak mümkün ki! Bizlere tahmin ettiğimizden çok iş düşüyor! Olanın bitenin farkında olmak ayrıcalık değil zorunluluk haline geldi çoktan! Baş döndürücü “hız” hepimizi oraya buraya savrularak yol almaya zorluyor… Önümüzü görmemizi engelliyor…Hayatımız ve geleceğimiz üzerindeki kontrolümüzü sınıyor… Asıl sınav öncelikle onunla sanki!

Diğer Yazılar

RAPOR | Türkiye-Birleşmiş Milletler (BM) İlişkileri: Ortak Çıkar ve Uyuşmazlık Alanları

ÖZET 2002 yılından günümüze Türk dış politikasının seyri ve temel dinamikleri değerlendirildiğinde üç farklı dönemden ...
Daha Fazlasını Oku

Küresel Salgın ve Biz…

Küresel salgın “öncesi biz” ile “sonrası biz” arasında neler değişti? Kaçımız samimiyetle bu soruyu yanıtlayabilir ...
Daha Fazlasını Oku

Küresel Salgından Sağlık Güvenliğine

Küresel salgın birincil hedef haline getirmek suretiyle en çok “kendimiz ve yakınlarımızın sağlığı” konusunda endişelendirdi ...
Daha Fazlasını Oku

Küresel Salgın: Çevre Güvenliğine İlişkin Değerlendirmeler…

Küresel salgın başka birçok konuda olduğu gibi çevre ile olan ilişkimizi de yeniden ele almamıza ...
Daha Fazlasını Oku

Küresel Salgın: Üniversitelerde Tercih Telaşı

Küresel salgın -ister istemez- hemen hepimizi bugüne kadar “neyi, neden yaptık/yapabildik, ya da yapmadık/yapamadık?” soruları ...
Daha Fazlasını Oku

Bizden Haberdar Olun

Mail aboneliği başlatmak için mail adresinizi bizimle paylaşabilirsiniz.

    Paylaş
    Etkinlik Takvimi
    Mart

    Nisan 2024

    Mayıs
    Pzt
    Sal
    Çar
    Per
    Cum
    Cmt
    Paz
    1
    2
    3
    4
    5
    6
    7
    Etkinlikler için Nisan

    1st

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    2nd

    Etkinlikler için Nisan

    3rd

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    4th

    Etkinlikler için Nisan

    5th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    6th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    7th

    Etkinlik Yok
    8
    9
    10
    11
    12
    13
    14
    Etkinlikler için Nisan

    8th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    9th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    10th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    11th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    12th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    13th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    14th

    Etkinlik Yok
    15
    16
    17
    18
    19
    20
    21
    Etkinlikler için Nisan

    15th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    16th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    17th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    18th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    19th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    20th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    21st

    Etkinlik Yok
    22
    23
    24
    25
    26
    27
    28
    Etkinlikler için Nisan

    22nd

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    23rd

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    24th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    25th

    Etkinlikler için Nisan

    26th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    27th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    28th

    Etkinlik Yok
    29
    30
    1
    2
    3
    4
    5
    Etkinlikler için Nisan

    29th

    Etkinlik Yok
    Etkinlikler için Nisan

    30th

    Etkinlik Yok

    Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi

    Center for Diplomatic Affairs and Political Studies

    ‎مركز الشؤون الدبلوماسية والدراسات السياسية

    Centre des Affaires Diplomatiques et des études Politiques

    Центр дипломатических отношений и политических исследований

    外交事务与政治研究中心

    Back to top of page