Küresel salgın, Washington ile Pekin arasındaki gerginliğin artmasına neden oldu. Trump yönetimi sırasında ikisi arasındaki ilişkilerin en düşük noktasında olduğu bildirildi. Güney Çin Denizi’ndeki anlaşmazlıklar uzun zamandır iki dev arasındaki çekişmenin merkezi olmuş durumda. Pekin, ABD ordusunun denizdeki varlığına itiraz etmektedir. Bu sorunlu sular bölgedeki diğer beş ülke olan Filipinler, Vietnam, Tayvan, Malezya ve Brunei’yi de içermekte ve bu ülkelerin çoğu ABD’nin varlığını memnuniyetle karşılamaktadır.
Pekin’in kararlılığı, tartışmalı adalardaki faaliyetlerine yansımaktadır. Pekin, 2012 yılında daimi bir sahil güvenliğinin varlığıyla Scarborough Resifi’ni ele geçirdi ve o zamandan beri kontrolü elinde tutmaktadır. Ayrıca 2013’ten beri 3.200 dönümlük yeni arazi için Spratlys’de tarama yapılmakta ve yapay bir ada inşa edilmektedir. 2014’ün sonlarında Çin, Vietnam ile Haiyang Shiyou-981 petrol platformu açmazına dahil oldu. HYSY – 981, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) uyarınca hem Çin’in hem de Vietnam’ın maksimum varsayımsal yetkilerine giren Vietnam’ın Ly Son Adası’nın 120 deniz mili doğusunda ve Hainan’ın 180 deniz mili güneyinde yer almaktadır. Pekin’in, Vietnam’ın kendi olduğunu düşündüğü sulara haftalarca park ettiği bildirildi.
2020’nin sonlarında, diğer ülkeler salgın nedeniyle dikkati dağılırken, Pekin, Spratly ve Paracel takımadaları için yeni idari bölgeler kurmak üzere hareket geçti ve denizdeki 80 adayı ve diğer coğrafi özellikleri isimlendirerek yol boyunca su altı özellikleri üzerinde egemenlik iddia etti. Strait Times gazetesinin aktardığı gibi dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ASEAN Dışişleri Bakanlarını Pekin’in Güney Çin Denizi’ndeki toprak hırslarını zorlamak için pandemiden yararlanmaya çalıştığı konusunda uyardı. Pompeo da yaptığı açıklamada, ‘’Dünya Pekin’in Güney Çin Denizi’ne denizcilik imparatorluğu muamelesi yapmasına izin vermeyecek” dedi. Öte yandan Dışişleri Bakanı Wang Yi, Pekin’in koronavirüs ile mücadele etmek için ASEAN ülkeleriyle birlikte çalıştığını belirterek, “Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki varlığını genişletmek için Covid-19’u kullandığı iddiasını destekleyecek hiçbir şey yok.” Dedi.
Küresel salgın, ikisi arasındaki artan gerilimde rol oynuyor gibi görünüyor. Ocak 2021’in sonlarında Tayvan, Çin Hava Kuvvetleri uçaklarının hava savunma tanımlama bölgesinin güneybatı köşesine, savaş uçakları ve nükleer yetenekli H-6 bombardıman uçakları da dahil olmak üzere Tayvan kontrolündeki Pratas adalarına uçtuğunu bildirdi.
Medya ile konuşmaya yetkili olmayan ve Reuters’e konuşan anonim bir kaynağa göre, Pekin’in ABD ordusunun Güney Çin Denizi’ne girmesini durdurmaya niyetli olduğu bildirildi. ABD Donanması, Pekin’in işgal ettiği adaların yakınında düzenli olarak Seyrüsefer Serbestisi (FOP) operasyonları gerçekleştirmektedir.
Seyrüsefer Serbestisi operasyonu, Washington’un aşırı (haddinden fazla) deniz iddialarının çoğalması ve ulusal güvenlik ve uluslararası ticaret üzerindeki etkisi konusundaki endişesi ile, tüm ulusların BMDHS’de yazıldığı gibi Uluslararası Deniz hukukuna uymak zorunda oldukları konusunda net bir mesaj göndermesi ve uluslararası hukukla uyumlu suları geçme haklarını iddia etmesi nedeniyle istendi.
Ayrıca, Çin’in yabancı savaş gemilerinin Çin’in karasularından “zararsız geçiş” için Pekin’den önceden izin alma talebi de dahil olmak üzere Çin’den gelen iddialara meydan okudu. Pekin ve Washington arasındaki Seyrüsefer Serbestisi operasyonları konusundaki anlaşmazlıklar, Güney Çin Denizi meselesinde iki devin atışmasına ve karşılıklı hakaretleşmesine neden olan faktörlerden birisidir. Çin, Seyrüsefer Serbestisi operasyonlarını desteklediğinde ısrar ederken, Başkan Xi Jinping’in bir zamanlar belirttiği gibi, “Deniz seyrüseferi veya kara uçuşları ile ilgili herhangi bir sorun olmadı ve gelecekte de olmayacak.” Bununla birlikte, iki ülkenin Seyrüsefer Serbestisi operasyonları hakkında farklı görüşlere sahip olduğu açıktır. Çin Dışişleri Bakanlığı’nın iddia ettiği gibi, “ABD Seyrüsefer Serbestisi operasyonları (FONOP) seyir özgürlüğü kapsamının ötesine geçti. Bu siyasi bir provokasyondur ve amaç Çin’in tepkisini test etmektir.”
Bazıları, Pekin ile olan gerginliğin Başkan Biden yönetimi altında hala devam edip etmeyeceğini sorgulayabilir. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin’in yakın zamanda Japonya’ya yaptıkları ziyaret de gösteriyor ki, Çin’in hem Güney Çin Denizi hem de Doğu Çin Denizi’ndeki iddiaları öncelikli konu haline gelmiştir.
Blinken ve Austin Japon meslektaşları ile yaptıkları açıklamada, “Çin’in mevcut uluslararası düzene aykırı davranışı, ittifaka ve uluslararası topluma siyasi, ekonomik, askeri ve teknolojik zorluklar getiriyor.” Dedi. Blinken, ziyaret sırasında Çin’i “baskı ve saldırganlık” kullanımına karşı da uyardı.
Güney Çin denizi, ABD-Çin ilişkilerinde bir alevlenme noktası haline geldi. Blinken ve Austin’in Tokyo ziyareti, Asya ittifaklarına verilen desteği gösteriyor. Güney Çin Denizi’ndeki ihtilaflarla ilgili mesele, Biden yönetimi altındaki Washington için endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Başkan Biden yönetimindeki Washington’un Seyrüsefer Serbestisi konusunda Pekin’e meydan okumaya devam etmesi bekleniyor. Washington’dan hamle, pasifikteki müttefikleri için daha fazla güvence sağlayabilirken, bu Pekin ve Washington arasındaki gerilime potansiyel olarak ekleme yapıyor.