Ekim 2023’ten beri ABD Başkanı Joe Biden, İsrail ve liderlerine neredeyse mutlak destek gösterdi. Biden yönetimi, İsrail ordusunun Gazze’ye karşı acımasız saldırılarını sürdürmesini sağlayan yüzlerce silah sevkiyatı gönderdi, ateşkes talep eden birden fazla kararı engellemek için BM güvenlik konseyinde ABD’nin veto yetkisini kullandı ve İsrail eylemlerinin aleyhinde olma ihtimallerinden dolayı hem Uluslararası Adalet Divanı’nın hem de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin meşruiyetini baltaladı. Biden, İsrail’i ve Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun aşırılıkçı hükümetini korumak için ABD’nin kurucu ve koruyucusu olduğu mevcut uluslararası sistemdeki kurallara dayalı düzeni hiçe saydığı anlar oldu.
Buna karşın ABD Başkanı’nın tüm desteği ile birlikte bazı konulardaki telkin ve uyarılarını dikkate almayan Netanyahu İsrail’in en önemli müttefikini sürekli olarak görmezden geldi ve meydan okudu. En sonunda da İsrail Başbakanı ABD yönetimini zorlayacak şekilde 18 Haziran’da ABD’nin İsrail’in savaşını sürdürmek için ihtiyaç duyduğu silahları sakladığını iddia eden İngilizce bir video yayınladı.
Aslında Biden, İsrail ordusunun Gazze’de sürekli yaptığı gibi, yoğun nüfuslu bölgelere atıldığında yıkıcı kayıplara neden olabilen 2.000 pound (900kg) bombalardan oluşan İsrail’e tek bir mühimmat sevkiyatını askıya aldı. Ancak yönetim, silah transferlerinde daha kapsamlı bir yasağı tetikleyecek olan, İsrail güçlerinin Refah işgalinde kırmızı çizgiyi geçtiğine dair herhangi bir imada bulunmaktan kaçınmaktan kaçındı. Bunun da ötesinde, bir haftadan kısa bir süre sonra Biden yönetimi ertelediği tek teslimattan çok daha fazla silah göndermeye devam etti. Mayıs ortasında, Netanyahu’nun Biden’ın aylarca süren uyarılarının aksine 1 milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Gazze’nin en güneyindeki Refah’a kara harekatıyla ilerlediği açık şekilde görüldüğü bir ortamda, Biden yönetimi Kongre’ye İsrail için 1 milyar dolardan fazla yeni silah gönderimi yapacağını bildirdi.
Biden Ekim ayından beri İsrail hükümeti üzerindeki en etkili kaldıracı kullanmaktan imtina etti ve taleplerinin yerine getirilmemesine karşın silah sevkiyatını durdurma kartını oynayamadı. Bunun temel nedeni, Biden’in stratejisini Netanyahu’yu savaşın başından itibaren yakınında tutma fikri üzerine kurmasıdır. Biden ve yardımcıları, kamuoyunda destekleyici olarak, ancak özelde Netanyahu ve aşırılıkçı müttefiklerini kısıtlayarak İsrail’in eylemleri üzerinde daha fazla etkiye sahip olabileceğini savundular. Ancak bu yaklaşım hiçbir zaman işe yaramadı, çünkü Biden bu stratejiyi neredeyse hiç ayarlayamadı.
Zaten Netanyahu, Biden’ın gecikmiş silah sevkiyatları hakkındaki son şikayetleriyle sadece ona karşı dikkate değer bir minnet eksikliği göstermiyor, aynı zamanda Biden’ın ABD silahlarını İsrail üzerinde baskı aracı olarak kullanma yeteneğini yok etmeye çalışıyor. Ve Biden, Mayıs ayında tek bir mühimmat paketini askıya aldıktan sonra hızla tereddüt ettiği için, Netanyahu başarılı oluyor. Böylece Biden yönetimi enerjisini Netanyahu’nun ABD’nin İsrail’e yeterli silah sağlamadığı yönündeki hesaplanmış iddiasına karşı kendini savunmaya harcıyor.
Biden ve yardımcıları artık Netanyahu’nun 24 Temmuz’da Kongre’nin ortak oturumunda yapacağı konuşmayı bir kez daha İsrail’in savaşını yeterince desteklemediği gerekçesiyle ABD başkanlık seçimleri sırasında Biden’a saldırmak için kullanacağından endişeleniyorlar. Bu da Beyaz Saray’ın tüm itirazlarına rağmen Netanyahu’yu konuşmaya davet eden Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerinin eline bir koz veriyor.
Netanyahu’nun kendini kurtarmak için Biden’ı ve genel olarak ABD çıkarlarını baltalayacağı açık. Tüm bunlar, Biden’ın zayıf tepkisini ve Netanyahu ile yüzleşmedeki çaresizliğini daha da şaşırtıcı hale getiriyor: ABD başkanı, onu istikrarsızlaştırmaya çalışan yabancı bir lideri desteklemeye devam ederek kendi siyasi geleceğini neden riske atıyor?
İç Siyasi Baskılar
Amerikan siyaseti içerisinde İsrail yanlısı tutumları bilinen Cumhuriyetçiler, İsrail’e yönelik herhangi bir silah sınırlandırılmasını “kınanması gereken” bir ihanet olarak sınıflandırıyor. Biden yönetimi bu konuda her platformda sıkıştırılmaya devam ediyor. Bununla birlikte ABD’nin İsrail’e yönelik askeri desteği, Kongre’deki Cumhuriyetçiler ile birlikte Demokratlar tarafından da büyük bir destek görüyor. Bu destek, Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi (AIPAC) gibi en güçlü İsrail yanlısı lobi grupları tarafından da güçlendiriliyor. Örneğin bu lobi grubu, bu seçim döneminde İsrail yanlısı olmadığını düşündüğü Demokratları devirmek için on milyonlarca dolar harcıyor.
Bu bahar, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ndeki en üst düzey Demokrat Gregory W. Meeks, Gazze’de savaş uçaklarının ve mühimmatların nasıl kullanılacağına dair yönetimden güvence almadığı takdirde silah paketini askıya alacağına dair alenen yemin etmişti. İsrail’in sadık bir destekçisi olan, Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanı Demokrat Ben Cardin’in de meslektaş dayanışması içinde Meeks’in yanında durduğu görülüyordu. Meeks ve Cardin’in, yabancı bir askeri satışa etkili bir şekilde veto koyabilen dört Kongre üyesinden ikisi olarak, birkaç hafta önce, Biden yönetimi ve İsrail yanlısı savunucuların yoğun baskısıyla karşılaştıktan sonra, İsrail’e büyük bir silah satışını onayladığı söylendi. Diğer iki Kongre üyesi Cumhuriyetçi Senatör James E. Risch ve Temsilci Michael McCaul ise aylar önce bu satışı onaylamıştı.
23 Mart’ta İsrail’e toplam 3,8 milyar dolarlık askeri yardım içeren ve ABD’nin Gazze’de insani çalışmalar yürüten BM kuruluşu UNRWA’ya sağladığı tüm fonların kesilmesini öngören bir harcama yasa paketi ABD Kongresinden geçti. Bu yasanın Demokrat temsilcilerin ezici desteğiyle geçmesi, partinin İsrail’in davranışlarına yönelik giderek daha yüksek sesle dile getirdiği eleştirileri ve ABD ve uluslararası hukuka uyum konusundaki endişelerini yalanlandığına dair inanç özellikle Demokrat seçmen için gittikçe artıyor.
Yoav Gallant’ın ABD Ziyareti
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun eski danışmanı Aviv Bushinsky, başbakanlık ofisinin Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın ABD’de yapacağı toplantıların gündemini belirlemek için çalıştığını ve Netanyahu’nun (Gallant’ın değil) bomba sevkiyatını serbest bırakma konusunda itibar kazanması için eylemlerin planlandığını belirtmişti. Netanyahu’nun yayınladığı videonun da bunula ilişkili olduğunu düşünebiliriz. Fakat Gallant, bu video ile ilgili yaptığı açıklamada Netanyahu’nun meseleyi özel olarak çözmek yerine, şikayetlerini kamuoyuyla paylaşması nedeniyle eleştirdi. Amerikan halkı ile bir aile gibi olduklarını belirten Gallant’ın sorunları aile arasında çözme vurgusu ABD yönetimi ile ilişkilerinin çerçevesini de gösterdi.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, gerçekleştirdiği ABD ziyareti sırasında Beyaz Saray’da Başkan Joe Biden’ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, güç oluşturma ve mühimmat tedariki gibi çeşitli konularda ilerleme sağlandığını söyledi. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Sullivan’ın “Başkan Biden’ın, İsrail’in kendisini askeri olarak savunması ve İran destekli düşmanlarıyla (Gazze’deki Hamas ve Güney Lübnan’daki Hizbullah) mücadele etmesi için ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olmasını sağlama taahhüdünü yeniden teyit ettiği” belirtildi. Burada adı anılmasa da Hizbullah konusunun konuşulduğunun gösterilmesi önemli, çünkü ABD’nin çatışmanın yayılmasına açık muhalefetine karşın olası Lübnan saldırısının masaya getirmiş olması Gallant’ın siyasi manevra alanı için önemli bir gelişme. Gallant bu ziyaretinde ayrıca Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması için yürütülen müzakerelerde kilit rol oynayan ABD’li CIA şefi Bill Burns, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin’le bir araya gelmişti.
Özellikle mevkidaşının Gallant’a mühimmatlar ile ilgili detaylı bilgi verdiği, genel olarak da silah tedariki konusunda görüşmelerin ve nihai kararların Gallant ile birlikte sonuçlandığı anlaşıldı.
İsrail Başbakanı’nın Kongre’nin ortak oturumuna hitap edeceği Washington’a kendi seyahatinden sadece bir ay önce Netanyahu’yu baltalama girişimi olarak da değerlendirilen bu ziyaretlerde Netanyahu karşıtı mesajların hiçbirinin geri çekilmemesi ve Gallant’ın sorunların çözümünde rol almasına yönelik ABD tarafının verdiği değer ile Biden yönetiminin Yoav Gallant’ı destekleme ihtimalinin fazla olduğunu gösteriyor.
Biden’ın Seçim Dönemindeki Zorluğu
Başkan Joe Biden, ilerici Demokrat seçmenlerden İsrail’e karşı daha sert bir tavır takınması yönünde hissettiği baskı nedeniyle Netanyahu’ya Gazze Şeridi’ndeki askeri taktikler konusunda uyarılarını sertleştirdi. Ancak, Refah’a yönelik saldırı nedeniyle silah transferlerine yasak getirme tehdidinde bulunmasına karşın İsrail’in kırmızı çizgiyi aştığına dair herhangi bir imada bulunmaktan kaçınması ve mühimmat tedarikine devam etmesi Demokrat seçmenlerde bir ikileme neden oldu.
ABD, Mayıs ayı sonunda 16 ülkeyle birlikte, İsrail ve Hamas liderlerini bir anlaşmaya varmak için “gerekli olan tüm nihai tavizleri vermeye” çağırdı. Ateşkes çağrısı, İsrail’in Gazze’de uzun süreli bir savaşın Biden’ın yeniden seçilme şansını olumsuz etkileyeceği yönündeki uyarıların ardından geldi.
Yayınlanan son anketlerde, Biden’ın ABD’deki birçok kritik eyalette sonucu belirleyebilecek kilit bir seçmen grubu olan Arap Amerikalılar arasında yüzde 20’den az desteğe sahip olduğunu gösterdi. Ayrıca kamuoyu yoklamaları Biden’ın İsrail’e olan sarsılmaz desteği nedeniyle genç seçmenler ve genellikle Demokrat Parti tabanında önemli bir blok oluşturan siyahiler arasında da desteğini kaybettiğini gösteriyor.
Bununla birlikte Biden, Ortadoğu’daki önemli bir müttefikine verdiği desteği azalttığını söyleyen sağcı eleştirmenlerle de karşı karşıya.
Biden ve Trump arasındaki ilk (ve belki tek) başkanlık tartışmasında konu Gazze’deki krize geldiğinde Biden, Netanyahu tarafından onaylandığı iddia edilen barış planına sadık kaldı. Ancak Trump, Netanyahu’nun daha fazla silah talebi sırasında kullandığı söyleme atıfla “işi bitirmelerine izin vermekten” bahsetti.
Netanyahu’nun, kendisi ve Trump’ın siyasi hedeflerinin örtüştüğüne inandığı anlaşılıyor. Belki de Trump’ın beyaz Hristiyan milliyetçi destekçileri göz önüne alındığında İsrail’i desteklemesinin çok farklı nedenleri olabilir. Ancak Biden, Demokratların genel kafa karışıklığının da etkisiyle, diplomasi ile acizlik arasında gidip gelirken Trump desteğini çoktan sağlamlaştırdı. İsrail destekli lobiler, seçmenler, siyasilerin çıkarları, Ortadoğu’daki varlık ve küresel anlamda ABD Başkanının güç gösterisi… Başkan Biden bu kadar değişkenli bir seçim sürecinde İsrail’e mühimmat desteğinin etkilerini hesaplarken yaptığı hataların cezasını siyasi olarak çekecek gibi görünüyor.
Bu yazı 05 Temmuz 2024 tarihinde Anadolu Ajansı için hazırlanan Görüş yazısıdır.