Geçmişten bu yana birçok farklı toplumsal harekete ev sahipliği yapan Avrupa, yakın tarihte ve günümüzde de birbirlerinden farklı altyapı, politik grup ve toplumsal kesimin bir araya geldiği çeşitli oluşumların isyanına ve taleplerine sahne olmakta. Tarihinde köklü ve büyük çaplı toplumsal hareketleri barındıran Avrupa siyasi toplumu, protesto, eylem ve basın açıklamaları gibi çeşitli kanal ve araçları kullanarak taleplerini hükümetlere gösterme eğilimindeler. Farklı kesimlerden bir araya gelen bu insanlar ortak bir amaç doğrultusunda gösteriler düzenliyor ve hükümetler karşısında kendilerini ve isteklerini iletmeye çabalıyorlar. Bu gibi farklı oluşumların ortak öznesi hedef kitlelerden oluşuyor. Çeşitli toplumsal hareketlere yön veren hedef kitleler her hareket için benzerlik ve farklılıklara sahip. Günümüzde yaşanan ve hala güncelliğini sürdüren yeni bir toplumsal hareket olan çiftçi ayaklanmaları diğer bir değişle Yeşil Öke’de bu toplumsal olaylar arasında yer alıyor. Çiftçi ayaklanmalarının hedef kitlesi ve başlıca aktörleri tarımsal faaliyet ile uğraşan çiftçilerden oluşuyor. Herkesi bir araya getiren ortak güdü ise çok çeşitli bir yapıya sahip. Protesto ve eylemlerin temel altyapısı çiftçilerin vergi indirimi, politikalarda değişiklik ve ticaret düzenlemeleri gibi taleplerinin hükümetlerce kabul edilmesi ve çiftçilerin kazançları ve üretim süreçlerinde iyileşme taleplerinden kaynaklanıyor. Tarihsel süreç değerlendirildiğinde diğer toplumsal hareketlerle olan ortak bağları çiftçi ayaklanmalarının yakın gelecekte daha büyük çaplı bir toplumsal harekete dönüşme potansiyelini barındırıyor.
Pandemi sonrası ticaret ve ekonomide yaşanan durgunluğun etkisinin henüz atlatılmasının hemen ardından güncel duruma Rusya-Ukrayna savaşının etkilerinin eklenmesiyle maddi açıdan bir kez daha zor durumda kalan çiftçiler durumun düzeltilmesi, koşulların iyileştirilmesi ve politikaların revize edilmesi hedefleriyle 2023 Aralık ayında oluşumun temellerini attı. Protestoların kendilerini ilk gösterdiği 15 Ocak günü Almanya’da bir araya gelen çiftçilerin eylemleri, taleplerinin yerel hükümetlere ve Avrupa Birliği’ne iletilme çabaları, Çiftçi Ayaklanmalarının başlangıcı sayılabilirAlmanya’da toplanan çiftçilerin asıl amacı tarımsal amaçla kullanılan dizel yakıt üzerindeki vergilerin yeniden düzenlenmesiydi. Alman çiftçiler ilk protestolarını düzenleme amacıyla toplanma yeri olarak seçtikleri Berlin’e tarımsal faaliyetlerde kullandıkları traktörleri ile geldiler. Eylemlerin ilk olarak kendini gösterdiği Almanya’daki protestonun basında yer almasıyla hareket kısa sürede Belçika, İtalya, Polonya, Romanya, Fransa, İspanya ve Yunanistan gibi diğer birçok AB üye ülkesinde de ses getirmeye başladı. 15 Ocak günü yaşanan Alman çiftçilerin protestolarının devamı niteliğinde, Romanyalı çiftçiler ertesi gün yüksek yakıt, enerji ve gübre maliyetleri, motorin vergileri, sigorta fiyatları ve AB çevre politikalarının gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi talepleriyle bir araya geldi. Hemen ardından Fransa’daki çiftçiler Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu önünde buluşarak bir protesto düzenledi. Hareketin bu derece hızla yayılması ve faaliyetlerin birbirlerini destekler biçimde düzenlenmesi, aslında birbirlerinden bağımsız yerel protestolar yerine Avrupa Birliği (AB) üye devletlerindeki tüm çiftçilerin ortak hareketleri sonucu yaşandığı izlenimini ortaya çıkartıyor.
Yaklaşan Seçimler ve Eylemler
Kapsam olarak bakıldığında protesto ve eylemlerin en büyük destekçileri yerel hükümetlerde faaliyet gösteren merkez sağ partiler olarak öne çıkıyor. Çeşitli üye ülkelerdeki sağ partiler ayaklanma ve protestolara desteklerini açıkça ifade ediyorlar. Bunun en önemli sebeplerinden biri aslında giderek yaklaşmakta olan hem Avrupa Parlamentosu ve hem de yerel hükümetlerde düzenlenecek olan seçimler. Avrupa Parlamentosu’nun en güçlü partisi olan Avrupa Halk Partisi (AHP), siyasetteki sağ tutumu sebebiyle yüksek bir destek kitlesine sahip. Yakın gelecekte tekrarlanacak seçimler için seçmen kitlesinin oluşturulması ve seçime yönelik hazırlıkların tamamlanması adına AHP gerek yerel yönetimlerde gerekse AB kapsamında çeşitli faaliyetler gösteriyor. En belirgin örnek olarak gösteri ve protestolardan kısa bir süre sonra 23 Ocak’ta AB Tarım Bakanlarının çiftçilerin talepleri üzerine toplanması ve bu konuya yönelik adımların atılacağı yönünde yaptığı açıklamaları örnek gösterilebilir. Bu kapsamda, sağ partilerin gösterdiği çaba gelecek seçimler için bir çalışma olduğu ve çiftçilerin öfkeli olmalarına karşılık taleplerinin dinlenmesi açısından hızlı adımlar atarak ayaklanmaların engellenmesi ve seçim öncesi yerel siyasette dengenin korunması gibi çeşitli çabalar içinde bulunmaları da göze çarpıyor.
…