Günümüzde yapay zeka (YZ), küresel ekonomiden ulusal güvenliğe, teknolojik inovasyondan stratejik rekabete kadar geniş bir yelpazede etkisini hissettiren bir güç haline gelmiştir. Yapay zekanın sunduğu dönüşüm potansiyeli, onu yalnızca bir teknoloji değil, aynı zamanda küresel güç dengelerini yeniden şekillendiren bir faktör hâline getirmiştir. Bu nedenle, ABD ve Çin gibi büyük güçler, YZ alanındaki liderliği ele geçirmek için bir rekabet içerisindedir.
YZ rekabetinin yeni bir “silahlanma yarışı” olarak değerlendirilmesi, YZ teknolojileri üzerindeki hâkimiyetin yalnızca ekonomik refah değil, aynı zamanda jeopolitik üstünlük anlamına da geldiğini göstermektedir. Bu bağlamda, ABD ve Çin, YZ altyapılarını güçlendirme, veri üstünlüğünü sağlama ve en gelişmiş YZ modellerini üretme konusunda yoğun bir çaba içerisindedir.
ABD, OpenYZ, Google DeepMind, Microsoft ve Nvidia gibi dev teknoloji şirketleri ile YZ alanında önemli bir küresel üstünlük kurmuştur. Süper bilgisayarlar, gelişmiş veri merkezleri ve yarı iletken üretimi gibi kritik teknolojik bileşenler, ABD’nin bu alandaki gücünü pekiştirmektedir.
Öte yandan, Çin de 2030 yılına kadar YZ alanında lider olma hedefi doğrultusunda hızla ilerlemektedir. Alibaba, Tencent ve Baidu gibi teknoloji devleri, büyük ölçekli YZ projeleri geliştirirken, Çin’in geniş veri havuzları ve devlet kontrollü YZ girişimleri, ülkenin bu alandaki rekabet gücünü artırmaktadır.
ABD ve Çin birçok alanda olduğu gibi YZ alanında da rekabet içindedir. YZ alanındaki gelişmeler, küresel düzeni derinden etkileyerek, yeni ekonomik ve politik dinamikler yaratmaktadır. Bu bağlamda, ABD ve Çin arasındaki YZ yarışı, yalnızca iki süper güç arasındaki çekişme değil, aynı zamanda dünyanın geleceğini belirleyecek kritik bir unsur olarak öne çıkmaktadır.
…