Uluslararası Kıbrıs Çalıştayı

“KKTC’nin Tanınması ve Uluslararası Sisteme Entegrasyonu”

 

Özet

İngiliz egemenliği ardından Türkler ve Rumlar’dan meydana gelen devlette yaşanan gelişmeler ve şiddet olayları neticesinde garantör ülke olarak Türkiye’nin adaya müdahalesiyle de Kıbrıs Türk Toplumu çeşitli şekillerde yönetim denemelerinde bulunmuştur. Ortak Cumhuriyet alındaki çeşitli denemelerin sonuç vermemesiyle 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla tam bağımsızlık kazanmışlardır. Bu bağımsızlık sorunları çözmemiş, KKTC üzerine uluslararası baskı ve politikaları artmıştır. Türkiye’nin de desteğiyle KKTC kurumsallaşma da attığı ciddi adımlar ile hem adadaki Türk Toplumu hem de bölge için politikalar üretmiştir. Bunun yanında Kıbrıs Sorunun çözümü için de görüşmelere hiç ara vermemiştir. Her fırsatta çözüm için müzakere ve anlaşmalar yoluna gittiyse de bugüne kadar olumlu bir sonuç alınamamıştır.

BM Genel Sekreteri Perez de CUELLAR 1986’da taraflara bir “Taslak Çerçeve Anlaşması” sunmuştur. Kıbrıs’ta iki kesimli federal bir devlet kurulmasını öngören anlaşmaya dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ olumlu yanıt vermiş ancak anlaşmaya hazır olduğunu ilan ettiği anda Rum Lider Andros KİPRİYANU masadan kalkmıştır.

1992’de New York’ta yapılan görüşmelerde dönemin BM Genel Sekreteri Butros GHALI’nin iki devletten oluşan federal bir yapıyı esas alan ve 100 paragraflık öneriler içeren “Fikirler Dizisi”nin 91 maddesi Türk tarafından kabul edilmiş ve diğer maddeleri de müzakereye açık olduğu bildirilmesine rağmen Rum tarafı, Kıbrıs Türkleri’nin federe bir birim olsa da ayrı bir yapıya sahip olmalarını kabul etmemiştir.

BM Genel Sekreteri Kofi ANNAN’ın 2002’de taraflara “Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli”ni sunması ile iki kesimli ortaklığı temel alan ve tarafların birbirlerinin kimlikleri, bütünlükleri ve karşılıklı egemenliklerine saygı duyacakları gibi hususların da yer aldığı “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti”nin kurulması öngörülmüştür. Annan Planı bu minvalde iki kurucu devletten oluşan bir federasyon öngörmesi bakımından Türk ve Rum taraflarının eşitliğini sağlayan özelliğe sahiptir. Rumlar’ın lehine toprak değişimi ve nüfus hareketleri gibi maddelerin de varlığına rağmen 2004’te halk oylamasına sunulan Annan Planı’na Türk tarafı yüzde 64,91 ile “evet” demiş fakat plan Rumlar tarafından yüzde 75,83 “hayır” oyuyla reddedilmiştir.

2004 yılında, Annan Planı oylaması neticesine göre öngörülmeyen şekilde, “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak AB üyesi olan Rum tarafı ile müzakereler 2008’de yeniden başlamıştır. Bu süreçte 150’si dönemim KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali TALAT ve GKRY Lideri Dimitris HRISTOFYAS düzeyinde olmak üzere yüzlerce görüşme gerçekleştiyse de Rum tarafının Doğu Akdeniz’de yaşanan Münhasır Ekonomik Bölge ilanı gibi girişimleriyle süreç durmuştur.

2016’da İsviçre’nin Mont-Pelerin kasabasında gerçekleşen 2 turlu 10 günlük müzakerelerde Rum tarafının “aşırı” talepleri ve adada 1950 yılındaki ENOSİS oylamasının okullarda anılması kararı nedeniyle sonuç alınamamıştır. 2017’de önce Cenevre’de ve son olarak Crans-Montana’da toplanan Kıbrıs Konferansı, tarafların anlaşabilecekleri bir payda oluşmasına fayda sağlamamıştır.

Bu görüşmelerde de dile getirilen federasyon temelli çözüm önerileri, müzakere sürecinde Türk Toplumu ve KKTC lehine çözümler getirmezken Rum tarafının da süreçten istekli olmaması bu şekilde çözümün gerçekleşmeyeceği kanaatini güçlendirmiştir. Ocak 2020’de Gezici tarafından yapılan araştırmada Kıbrıs Türk halkının %81,3’ü iki ayrı devletli çözümü desteklediğini açıklarken, %10,2’si Rumlar ile federasyon, %8,5’i ise konfederasyon istediğini beyan etmiştir.

2020 Ekim’inde yapılan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylar arasındaki konu, çözümün hangi temelde gerçekleşeceği yaklaşımı olmuş ve seçimi federasyona karşı çıkan Ersin TATAR kazanarak KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı olmuştur.

KKTC Cumhurbaşkanı, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde bakıldığında Kıbrıs’taki durumun çözümü için baş müzakereci sıfatı ile kilit bir rol oynamaktadır. Cumhurbaşkanı TATAR’ın konu hakkındaki kesin görüşü müzakere ve çözüm için hedefin belirlenmesini kolaylaştırmaktadır.

Garantör devlet olarak Türkiye’den de Cumhurbaşkanlığı nezdinde KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak adadaki barış ve huzuru korunması için gereken adımları atmasında desteklenmesi, süreçte yeni bir döneme geçildiği izlenimi vermektedir.

Önemi

Kıbrıs Türk Toplumu özellikle 1974’ten itibaren kısıtlamalar ile ekonomik, sosyal ve siyasal yönden baskılanmış bir düzenin içinde varlıklarını devam ettirmeye çalışmaktadır. Garantör ülke olarak Türkiye’nin uluslararası desteğinin de müzakere süreçlerinde sınırlandırılmaya çalışılması, KKTC nezdinde müzakereyi ve çözümü zorlaştırmaktadır.

Kıbrıs Türk Toplumunun çözüm için istekli ve yönetiminin de kararlı olması neticesinde çok kere müzakere masası kurulmasına karşın Rum tarafı ile ortak paydada buluşulamaması neticesinde Kıbrıs’ta kurulmuş olan Türk Devleti ve Toplumunun geleceklerinin planlanması için ulusal bir politika belirlenmesi elzemdir.

Bununla birlikte Doğu Akdeniz’de hem KKTC hem de Kıbrıs’ın garantörlerinden biri olan Türkiye’nin oldu bittiler ve baskılar ile hem haklarının tanınmaması hem de uluslararası varlıklarını tehdit eder şekilde milli güvenlik ve hukuki temellerine karşı hareket edilmesi, Kıbrıs Türk Toplumu ve Devletini daha önemli kılmıştır.

Bu nedenle, KKTC’nin sadece Türkiye’de değil, Rum tarafı ve adanın diğer garantörleri nezdinde de bağımsız devlet statüsünün tanınması yoğun şekilde değerlendirilmeye başlanmalıdır. Uluslararası hukuk, insan hakları ve evrensel doğrular üzerinden yapılacak çok taraflı değerlendirmelerin Kıbrıs Türk Toplumu için müreffeh yaşam ve huzurlu bir gelecek çizme yönünde oldukça olumlu yansımaları olacaktır.

Bağımsızlığının tanınması yolunda KKTC Devlet ve Toplumunda önce psikolojik, arkasından da siyasal gelişmeler yaşanması yakın dönemde beklenen gelişmelerdir. Bu süreçte KKTC’nin müstakilen atacağı adımlar yanında Türkiye ile birlikte yapacakları ve uluslararası kamuoyunun dahil edilmesi gereken adımlar da söz konusudur.

KKTC’nin temel siyasal, ekonomik ve sosyal meselelerin bu süreçte ele alınması ve yeni dönemin yol haritasının belirlenmesi gerekmektedir. Eğitim, Turizm, Güvenlik, Enerji, Ekonomi başlıklarında konuşulması gereken konular KKTC’nin statüsünün tanınması ile adada ve uluslararası alanda varlığını göstereceği alanları belirleyecektir. Bu konular kendi ayakları üzerinde duran Kıbrıs Türkleri’nin eşit egemen devletler ile temasının altyapısını oluşturacaktır. Bununla birlikte “Kimlik ve Vatandaşlık”, Kıbrıs Türkleri için üzerine en çok spekülasyon yapılmakta olan milli kimlik, benlik, aidiyet gibi konuları yasal vatandaşlık statüsü ile birlikte değerlendirme fırsatı yaratacaktır.

Uygulama

Belirlenen altı konunun akademik bir temelde tartışılması hedeflenmektedir.

Eğitim, Turizm, Güvenlik, Enerji, Ekonomi ile Kimlik ve Vatandaşlık konularının konuşulacağı, her birinde 7-10 katılımcının yer alacağı 6 oturum planlanmaktadır. Bu oturumlara KKTC ve Türkiye yanında Dünya’nın birçok yerinden konunun uzmanları (akademisyen, diplomat, bürokrat, iş adamı, gazeteci, emekli asker gibi) katılacaklardır. Oturumlar davetli katılımcılar ve ilgili yollarla katılma talebinde bulunarak DİPAM tarafından kabul edilmiş kişilerden oluşacaktır. Dışarıdan izleyici kabul edilmeyecektir.

Çalıştay oturumları “Chatham House Prensibi” ile ve hibrit formatta yapılacak, katılımcıların isimleri verilmeden görüşleri not edilecektir. Çalıştay ardından ilgili konularda hazırlanacak 6 rapor Türkiye ve KKTC ilgili makamları ile paylaşılacak, gerekli görülmesi ve arzu edilmesi halinde sunumu gerçekleştirilecektir.

Başvuru

Davetli katılımcıların yanında Çalıştay için başvuru ile katılımcı kabulü de gerçekleşecektir.

Çalıştaya katılmak, yapacağı konuşma ve/veya sunum vasıtasıyla bilgi ve fikirleri ile KKTC’nin bugünü ve geleceği için önemli konulara katkı sağlamak isteyenler Başvuru Formu’nu doldurarak katılım sağlayabilir.

Başvurular DİPAM tarafından ve her bir oturum için sınırlı tutulan katılımcı sayısı gözetilerek değerlendirilecektir.

Tarih

Ara 21 2020 - Ara 22 2020

Zaman

09:00 - 17:30

Daha Fazla Bilgi

Daha Fazla Oku

Yer

ZOOM Uygulaması

Yer 2

DİPAM Merkez Ofis
Murat Reis Mahallesi Gazi Caddesi No:69 Üsküdar / İstanbul
Kategori

İletişim

DİPAM
Telefon
+90 216 310 30 40
E-Posta
info@dipam.org
KAYIT OL

Comments are closed.

Back to top of page