27 Eylül 2020 tarihinde, Azerbaycan’ın, Ermenistan’ın işgali altında bulunan Dağlık Karabağ bölgesine askerî harekâtıyla II. Dağlık Karabağ Savaşı başlamıştır. Bu harekât, Savaşın bölgedeki dinamiklerinin yanında, Türkiye-İran ilişkilerinin gidişatını da etkilemiş ve Güney Kafkasya jeopolitiğini tekrardan şekillendirmiştir. Bu savaşta Türkiye, Azerbaycan’ı desteklerken, İran, zaman zaman değişen fakat genel olarak Ermenistan yanlısı bir tutum benimsemiştir. Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilmiş topraklarını sırayla geri almasının ardından İranlı yetkililer, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünden yana olduklarını belirtmiştir. İran’ın dalgalı seyreden tutumunun aksine Türkiye, Dağlık Karabağ sorununun tamamında kararlı bir duruş sergilemiştir. İran’ın bu savaşa ilişkin politikalarının değişkenliğinde, Türkiye’yi karşısına almak istememesinin de rolü yadsınamaz. İran’ın istikrarlı bir şekilde Azerbaycan aleyhinde politikalar uygulamaması, Güney Kafkasya’daki dengelerin Azerbaycan ve dolayısıyla Türkiye lehine şekillenmesinde de etkili olmuştur. Değişen bu dinamikler, Türkiye-İran ilişkilerini de etkilemiştir.
Savaş esnasında dönemin İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, İran’ın II. Karabağ Savaşında Azerbaycan ve Ermenistan arasında arabulucu olmak istediğini belirtmiştir. Norduz sınır kapısı olayları, Azerbaycan ve Ermenistan arasında arabulucu rol oynamak isteyen İran’ın dış politikada elini kolunu bağlamıştır. İran’ın Norduz Sınır Kapısından Ermenistan’a silah taşıdığıyla ilgili iddialar nedeniyle, İran’da Türkler sokağa çıkmış ve sınır kapısına giden tırları imha etmiş “Karabağ Türklerindir Türk kalacak, Nurduz gümrüğü kapatılsın!” sloganları atarak İran hükümetine tepki göstermişlerdir. Yapılan açıklamada Tahran hükümeti bu olayın bir yanlış anlaşılmaya neden olduğunu ifade etmiştir. Öte yandan Türkiye’nin Savaşın başından beri Azerbaycan’a verdiği desteği gösteren en somut örnek, 17 Kasım 2020’de TBMM’nin Azerbaycan’a asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresini kabul etmesidir.
44 gün süren II. Dağlık Karabağ Savaşının bölge açısından önemli sonuçları olmuştur. Öncellikle, İran ve Ermenistan arasında sınır uzunluğu 40 kilometreye inmiş ve İran’ın Güney Kafkasya bölgesinde gücü sarsılmıştır. İkincisi, Azerbaycan’da Türk-Rus Ortak Merkezinin oluşturulması İran’ı bölgede belirleyici bir aktör olmaktan önemli ölçüde çıkarmıştır. Son olarak, ikinci nedenle bağlantılı olarak İran, kendi iç meseleleri ve uluslararası ambargolarla mücadele ettiği bu süreçte Türkiye ile karşı karşıya gelmek istememiş, bu da Savaştaki etkisini sınırlandırmıştır İran, savaş sonrasında kurulan masada da yer almamıştır. 9 Kasım 2020 tarihinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış görüşmeleri başlamıştır. 10 Kasım’da imzalanan anlaşmanın sonucunda Nahçivan- Zengezur-Zengilan yolunun açılmasını öngören madde nedeniyle, İran’ın bu durumdan rahatsız olduğuyla ilgili iddialar çeşitli basın kaynaklarında belirtilmiştir. İran’ın II. Dağlık Karabağ Savaşının sonucunda ciddi bir varlık gösterememesinin nedenleri iyi anlaşılmalıdır.
Birinci sebep, İran’ın Savaşın gidişatını ön görememesi ve Türkiye’nin desteğinin ne ölçüde etkili olacağını yeterince kavrayamaması dolayısıyla, kararsız bir politika izlemesidir. İran’ın Savaştaki etkisini sınırlandıran ikinci sebepse, Türkiye’nin Savaş boyunca izlediği politikalar ve Azerbaycan’a verdiği destektir. Son olarak, ikinci nedenle bağlantılı olarak İran, kendi iç meseleleri ve uluslararası ambargolarla mücadele ettiği bu süreçte Türkiye ile karşı karşıya gelmek istememiş, bu da Savaştaki etkisini sınırlandırmıştır.
İran’ın bölgede ciddi değişiklere yol açabilecek olan bu savaşta, neden daha Ermenistan yanlısı bir duruş sergilediğinin de ayrıca incelenmesi gerekmektedir. Haritada anlaşıldığı üzere İran, Ermenistan’la sınır bağlantısı vasıtasıyla Rusya’yla Gürcistan yoluyla bağlantı kurabilmektedir. Azerbaycan ve Türkiye arasındaki bağlantı ise, II. Dağlık Karabağ Savaşı sonucunda imzalanan Şuşa beyannamesinde yer alan Zengezur Koridorunun açılmasıyla güçlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu koridor, aynı zamanda İran’ın Kuzey sınırının Türk koridorlarıyla çevrelenmesine de neden olmaktadır. Savaş, Türkiye’yi bölgede önemli bir konuma getirmiştir Nitekim Türkiye, Azerbaycan’a desteği neticesinde, Ortak Gözlem Merkezi’nde Rusya’nın partneri olarak görev almıştır. Bu sayede gerek Savaş esnasında gerekse sonrasındaki süreçte aktif rol oynayan Türkiye, Azerbaycan’ın kesin zaferinin ardından da orada olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zafer kutlamalarına katılıp Aras türküsünü okuması, Türkiye’nin durduğu yerin net bir sembolü olmuştur.
27 Eylül 2020 tarihinde başlayan II. Dağlık Karabağ Savaşı, Türkiye-İran ilişkilerinin kriz alanlarından biri haline gelmiştir. Türkiye’nin kararlı duruşunun da etkisiyle II. Dağlık Karabağ Savaşı, Azerbaycan’ın lehine sonuçlanmış ve bölge dinamiklerinin şekillenmesinde Türkiye-Azerbaycan hattının güçlenmesine neden olmuştur. İran’ın Azeri nüfusu ve bu Savaşta Türkiye’yi karşısına almak istememesi, dış politikada hareket alanını sınırlandırmıştır. II. Dağlık Karabağ Savaşı, bölgeyi adeta yeniden şekillendirmiştir. Özellikle Zengezur Koridoruyla Türkiye ve Azerbaycan birbirlerine yakınlaşmış ve Türkiye’nin Orta Asya’daki Türk devletlerine ulaşımı kolaylaşmıştır.