Suriye Krizi, hem şahsına münhasır yapısıyla, hem de bölgesel ve küresel güçlerin dahil olmasıyla farklı bir yapı ortaya koymaktadır. Bir taraftan terör örgütlerinin denklemde yerini alması ve bu örgütler üzerinden dolaylı müdahalelerin yürütülüyor olması; diğer taraftan vekalet savaşlarının yeni bir soluk kazandığı bir ortam olarak Suriye, Türkiye’nin en uzun kara sınırına sahip komşusu olması itibariyle de Türkiye açısından son derece büyük önem taşımaktadır. Buradaki çatışmanın doğrudan etkisini hissetmesi, göçmen krizi, terör örgütlerinin sınır ötesine uzanan faaliyetleri gibi nedenler Türkiye için doğrudan müdahil olması ve birçok operasyon yürütmesinin başlıca nedenleri arasındadır.
Diğer taraftan Suriye meselesi, Arap dünyası içerisinde de kırılmalara neden olmaktadır. Suriye, Arap ülkelerinin kendi aralarındaki ilişkileri ve Türkiye ve İran gibi diğer bölgesel güçlerle olan ilişkilerinin somutlaştığı alan haline gelmiştir. Arap dünyasının yine bu krizde de inisiyatif almakta başarısız olması, Mısır ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi devletlerin bölgesel istikrarı sağlamaktan ziyade, çıkarlarını gözeterek kısa vadeli hamlelerde bulunması, sorunu daha da karmaşık hale getirmiştir. Böyle bir ortamda Arap dünyasının Filistin, Irak gibi meselelerden sonra Suriye ile bir başka yara aldığı söylenebilir.
DİPAM Yaz Seminerleri’nin bu bölümünde, Suriye Krizi’nin bölgeye ve özellikle Arap dünyasına etkileri ve geleceği, Prof. Dr. Cengiz TOMAR’ın analizleriyle irdelenecek ve öngörülerde bulunulacaktır. Arap dünyasının Suriye ve onunla bağlantılı olan ilişkileri ortaya konarak makro bir çerçeve çizilmeye çalışılacaktır.