Saygıdeğer konuklar,
Değerli akademisyenler, diplomatlar, kamu temsilcileri, düşünce kuruluşu üyeleri ve öğrenciler,
Hepinizi Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi – DİPAM adına en içten dileklerimle selamlıyor, Global Strateji Konferansı 2025’e hoş geldiniz diyorum.
Bu yıl, Beykoz Üniversitesi ve İtalya’dan Cagliari Üniversitesi’nin Siyasal ve Sosyal Bilimler Bölümü (SPOL) ile ortaklaşa düzenlediğimiz bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bugün burada, dünyanın neredeyse her bölgesinde hissedilen bir dönüşüm sürecini tartışmak üzere bir aradayız. Yaklaşık bir yıl önce bu konferansın temasını belirlerken içinde bulunduğumuz krizin küreselleşme ve yeni küresel sistemde fikir ve politika ayrılıkları en çok dikkatimizi çeken konu oldu.
Uluslararası sistem, uzun süredir görülmemiş ölçekte bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Bu dönüşümün temelinde güç dengesinin kayması, uluslararası kurumların zayıflaması ve bölgesel dinamiklerin güç kazanması yatıyor.
Rusya-Ukrayna savaşı, bu sürecin sembolik bir kırılma noktası oldu. Savaşın etkileri yalnızca Avrupa güvenliğiyle sınırlı kalmadı; küresel enerji dengelerini, gıda güvenliğini, ticaret ağlarını ve hatta uluslararası hukuk normlarını derinden etkiledi.
Diğer tarafta, Asya-Pasifik bölgesinde ABD-Çin rekabeti, yeni bir teknolojik ve stratejik alan mücadelesi doğurdu. Ortadoğu’da, Afrika’da ve Latin Amerika’da bölgesel örgütlerin yeniden canlanması, bölgeselleşme olgusunun hem bir ihtiyaç hem de bir zorunluluk olarak karşımıza çıktığını gösteriyor.
Bu tabloya ek olarak, ABD’de ikinci Trump yönetiminin başlamasıyla tek taraflılık ve içe kapanmacı dış politika yaklaşımlarının yeniden güç kazanması, küresel sistemin merkezindeki istikrarsızlığı daha da artırmıştır.
Bugün artık açıkça görüyoruz ki, Soğuk Savaş sonrası kısa bir dönem süren tek kutuplu dünya düzeni, yerini çok merkezli ama parçalı bir sisteme bırakıyor.
Kıymetli Misafirler,
Bu yeni düzende, devletler yalnızca askeri ya da ekonomik güçleriyle değil, aynı zamanda bölgesel işbirliği kapasitesiyle de ayakta kalabiliyor. Çünkü artık uluslararası istikrar, küresel bir merkezden değil; birbirini dengeleyen bölgesel yapılar üzerinden inşa ediliyor.
Bugün Avrupa Birliği, ASEAN, Şanghay İşbirliği Örgütü, Afrika Birliği, Türk Devletleri Teşkilatı ve benzeri birçok yapı, farklı ideallerle de olsa kendi bölgesel güvenlik ve dayanışma mimarilerini kurmaya çalışıyor. Bu girişimler, küresel sistemdeki tıkanıklıkları aşmak için önemli laboratuvarlar haline gelmiştir.
İşte bu yılki konferansın ana teması olan “Uluslararası Sistemde Bölgeselleşme: Parçalanmakta Olan Bir Dünyada İstikrar Arayışı”, yalnızca bir başlık değil, dönemimizin stratejik sorusudur:
“Bölgesel işbirlikleri, küresel belirsizlik çağında istikrarın yeni anahtarı olabilir mi?”
Bizler bu konferans boyunca, farklı coğrafyalardan gelen akademisyenlerin, diplomatların ve politika yapıcıların bakış açılarını bir araya getirerek bu soruya yanıt arayacağız.
Saygıdeğer konuklar,
İki gün sürecek bu yılki programımız, 17 panelde oluşuyor ve geniş bir tematik yelpazeyi kapsıyor. Paneller teorik yaklaşımlardan mevcut krizlere, olması gerekenlerden olması beklenenlere kadar çeşitli tebliğlerden oluşuyor. Bugün gerçekleşecek olan özel oturumlarla uluslararası örgütler, küresel meydan okumalar ve özellikle Türkiye’deki medyanın bu tartışmadaki yerini de inceleyeceğimiz iddialı konuşmalar dinleyeceğiz. Yarın ise Dünyanın farklı yerlerinden gelen veya online olarak katılan 100 civarında konuşmacı dinleyeceğiz.
Bu konferansın bir başka önemli yönü de, akademi ile politika dünyası arasında köprü kurma amacıdır.
Düşünce kuruluşları olarak bizlerin görevi yalnızca analiz üretmek değil; bu analizleri, karar alıcılar, diplomatlar ve toplumla buluşturmak, uygulamaya dönüşebilecek stratejik önerilere dönüştürmektir.
DİPAM olarak biz, Türkiye’nin merkezinde bulunduğu bölgenin çok katmanlı doğasını anlamaya ve anlatmaya adanmış bir kurumuz.
Küresel meseleleri yalnızca dışarıdan gözlemlemiyor, aynı zamanda bu meselelerin bölgesel yansımalarını, kültürel kodlarını ve siyasi karşılıklarını da ele alıyoruz.
Bu nedenle Global Strateji Konferansı, bizim için yalnızca bir akademik etkinlik değil; diyalogun, işbirliğinin ve ortak çözüm arayışının kurumsal bir ifadesidir.
Kıymetli meslektaşlarım, değerli katılımcılar,
Konferansın çıktılarının yalnızca bu salonlarda kalmayacağına inanıyoruz. Bu oturumlarda tartışılan fikirler, önümüzdeki dönemde yayımlanacak akademik bir derleme kitap ve politika notları aracılığıyla uluslararası kamuoyuna sunulacak. Amacımız, bu konferansı sadece bir fikir alışverişi ortamı olmaktan çıkarıp, somut politika önerilerinin doğduğu bir düşünce platformuna dönüştürmektir.
Bu noktada, işbirliği ve katkıları için bazı kıymetli isimlere özellikle teşekkür etmek istiyorum:
- Ortaklığımız için Beykoz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burak Küntay’a,
- İtalya’dan Cagliari Üniversitesi SPOL Direktörü Prof. Dr. Marco Pitzalis’e,
- Organizasyon komitesi eş-koordinatörleri Doç. Dr. Pınar Sayan, Doç. Dr. Nicola Melis ve Başkan Yardımcım Ahmet İşcan’a,
- Ve büyük bir özveriyle yaklaşık bir yıllık süre içerisinde çalışan tüm DİPAM ekibine,
ayrıca konferansımıza katkı sağlayan saygın bilim kurulu üyelerimize en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu konferansın, uluslararası sistemin yeni döneme dair yönelimlerini anlamamıza, bölgesel işbirliklerinin önemini yeniden hatırlamamıza ve barışçıl bir gelecek için ortak vizyon geliştirmemize vesile olmasını diliyorum.
Hepinize katılımınız, katkılarınız ve bu diyaloga olan inancınız için teşekkür ediyorum.
Verimli tartışmalar ve başarılı bir konferans geçirmenizi diliyorum.













