“İsrail Normalleşme Sürecinin Katar’a ve Türk-Katar İlişkilerine Etkileri” Online Paneli
Mısır (1979) ve Ürdün’ün (1994) izinden giden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, İsrail ile ilişkileri normalleştirme adına ABD sponsorluğunda hazırlanan bir anlaşmaya geçtiğimiz aylarda imza attılar. İsrail ile halihazırda çok boyutlu ilişkiler içinde bulunan Katar ve Türkiye ise daha kapsamlı bir Arap-İsrail barışına yol açacağı iddia edilen bu girişime şiddetle karşı çıkarak, yapılan hamlenin Filistin davasına zarar vereceğini vurguladılar. Söz konusu iki ülkeye göre, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bir bağımsız Filistin Devleti kurulmadan ve İsrail Haziran 1967 sınırlarına gerçi çekilmeden, Arap-İsrail meselesinin süregitmesi kaçınılmaz.
İronik biçimde Katar, 1991 yılından bu yana, Körfez’deki ortaklarını kızdıracak denli aleni biçimde İsrail ile ilişkilerini derinleştirmekteydi. Ancak bu durum, Katar’ın birbiriyle çatışan farklı aktörlerle güttüğü hassas denge politikasının bir sonucu olup, Doha’nın bölgesel arabulucu olarak kendini öne çıkarmasının bir tezahürüydü. Bugün dahi Katar, dış politikasını esneklik ve bağlantısızlık üzerine yapılandırmış olup, gerek ABD ve İran gerekse Tel Aviv ve Hamas ile iyi geçinebilmekle övünmektedir.
Katar, normalleşme sürecinin bir parçası olma adına hem Körfez’in hem de Washington’un baskılarına maruz kalabilir. Bu mesele aynı zamanda, Katar’ın yumuşak güç unsurlarıyla kendine Afrika’da bir yer açma politikalarını akamete uğratabilir. Nitekim Çad ve Nijer gibi ekonomik sıkıntılardan mustarip bölge ülkeleri, aynı Haziran 2017’deki Katar Krizi’nde olduğu gibi, taraf tutma konusunda sıkıştırılabilir. Öte yandan, normalleşme anlaşması Filistinlileri Katar ve Türkiye’ye yakınlaştırmış olup, bu ikilinin, Filistin davasının bir diğer yılmaz savunucusu olan İran ile safları sıklaştırma ihtimali de mevcuttur.
Bu arka plan özelinde, panelin tartışmaya açacağı alt başlıklar şu şekildedir:
- Son Arap-İsrail normalleşme raundunun kısa özeti
- Katar ve Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerinin mukayeseli analizi
- Türk-Katar ilişkilerinin kısa özeti
- Katar, Türkiye ve İran’ın normalleşme sürecine karşı blok oluşturma potansiyeli (bölgesel askeri dengelerin İran aleyhine şekilleneceğinden endişelenen Rusya da denkleme katılabilir)
- Bu süreç çerçevesinde, Katar ve Türkiye’nin geniş Arap Dünyası ve ABD ile ilişkilerinin muhtemel seyri
Konuşmacılar
-
Dr. Mahjoob ZWEIRIKörfez Araştırmaları Merkezi Direktörü / Katar Üniversitesi
Dr. Mahjoob ZWEIRI, lisans ve yüksek lisans derecesini Ürdün Üniversitesi’nden, doktora derecesini ise Tahran Üniversitesi’nden almıştır. Uluslararası İlişkiler, Körfez, İran ve Arap Dünyası üzerine makale ve yayınları vardır. Durham Üniversitesi’nde çeşitli pozisyonlarda görev yaptı.
Şu anda Katar Üniversitesi Körfez Araştırmaları Merkezi Direktörlüğünü yürütmektedir. -
Feyza GÜMÜŞLÜOĞLUGazeteci-Yazar
Feyza Gümüşlüoğlu, 2009 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. 2011 yılında Anadolu Ajansı Doha muhabiri olarak gazeteciliğe başladı. 2013 yılında “Suriye’de Muhalefet Olmak” adlı ilk kitabını yayımladı. Katar’ın “The Peninsula” gazetesinde haftalık röportajlar verdi. Washington DC’deki “Orta Doğu Enstitüsü”nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Türkçe ve İngilizce yazıları çeşitli gazete, dergi ve düşünce kuruluşlarında yayınlandı. Marmara Üniversitesi Uluslararası Politik Ekonomi alanında yüksek lisansını tamamladı.
-
Giorgio CAFIEROGulf State Analytics Kurucu Başkan
Cafiero, Orta Doğu Enstitüsü, Al Monitor, LobeLog, Inside Arabia ve New Arab’ta düzenli olarak yer almaktadır. Cafiero, aynı zamanda Amerikan Güvenlik Projesi’nde yardımcı araştırmacı ve Mena Center’a üyedir. Ayrıca, Londra merkezli danışmanlık şirketi Rosa & Roubini Associates’te analisttir. Cafiero sık sık Al Jazeera, TRT World, BBC Farsça ve diğer ağlarda yorumcu olarak yer almaktadır. Bahreyn, Kuveyt, İran, Irak, Umman, Katar, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) üst düzey hükümet yetkilileri, büyükelçiler ve diğer diplomatlarla düzinelerce kapalı toplantıya katılmıştır. Kariyeri boyunca, Basra Körfezi ile ilgili konularda konferanslarda konuşmuş ve Mısır, Slovenya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde bölge hakkında sunumlar yapmıştır. 2014-2015 yılları arasında, Cafiero, özel danışmanlık için araştırmalar yapan Kroll’da analist olarak görev yaptı. San Diego Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans derecesi aldı.
-
Prof. Dr. Esra Pakin ALBAYRAKOĞLUDİPAM, Bahçeşehir Üniversitesi
Doç. Dr. Esra Pakin-Albayrakoğlu lisans programını Bilkent Üniversitesi Amerika Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamlamış, yüksek lisans ve doktora derecelerini de aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden almıştır. Bahçeşehir Üniversitesi’nde tam zamanlı, Milli Savunma Üniversitesi’nde de misafir öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Uzmanlık alanları, Türkiye ve Körfez Bölgesi özelinde güvenlik ve savunma meseleleridir. Son dönem yayınları arasında Ebru Canan-Sokullu tarafından derlenen Turkey in Transition: Politics, Society, and Foreign Policy (Peter Lang, baskıda) kitabındaki “Turkey in Africa: From Aid to Arms” başlıklı makale ve P. Gözen-Ercan tarafından derlenen Turkish Foreign Policy (Palgrave Macmillan, 2017) kitabında yer alan “Turkish Parliamentary Debates on the American War in Vietnam (1964–1971)” çalışması yer alır. İngilizce, Fransızca ve Almanca literatür takip edebilmekte, Rusça’yı ise temel yeterlilik seviyesinde kullanabilmektedir.
Comments are closed.