Haiti’nin tarihi, kolonyal dönemden günümüze kadar çeşitli zorluklarla dolu bir yolculuğu yansıtmaktadır. 1492’de Kristof Kolomb’un adaya ayak basmasıyla başlayan süreç, İspanyol sömürgeciliği altında devam etmiştir. Ardından 17. yüzyılın başlarında Fransızlar adaya yerleşerek, 1697’de Hispaniola’nın batı yarısını ele geçirmişlerdir. Köle ticareti, adanın ekonomisini yönlendiren ana unsur olmuş ve Haiti, Fransa’nın en önemli sömürgelerinden biri haline gelmiştir. Ancak kölelerin isyanları ve Haiti Devrimi (1791-1804) sonucunda, 1804’te Haiti’nin bağımsızlığını ilan etmesiyle, tarihsel bir dönüm noktası yaşanmıştır. Bu devrim, hem köleliğin kaldırılmasını sağlayan dünyanın ilk siyah köleler tarafından gerçekleştirilen başarılı ayaklanması olması hem de Latin Amerika’da bağımsızlık mücadelelerine ilham kaynağı olması bakımından önemlidir. Ancak, bağımsızlık sonrası Haiti iç karışıklıklar, dış müdahaleler ve siyasi istikrarsızlık gibi bir dizi sorunla karşılaşmıştır. Bu tarihsel arka plan, Haiti’nin bugünkü siyasi, ekonomik ve sosyal dinamiklerini anlamak için temel bir zemin sağlamaktadır.
Haiti yoksulluk, dış müdahaleler, darbeler ve ekonomik sorunlarla uzun zamandır mücadele etmektedir. Buna ek olarak 2010 depremi gibi etkisi büyük olan doğal afetler, çevresel sorunlar ve kötü sosyal hizmetler ve altyapı sorunları ile uğraşmaktadır. Ülkenin kalkınması ve ilerlemesi önünde birçok engel bulunmaktadır. 2021 yılının başından bu yana yeni bir mücadele alanı eklenmiştir: Çete Şiddeti. 2021 yılında dönemin Cumhurbaşkanı olan Jovenel Moïse’ye, Kolombiyalı oldukları iddia edilen yabancı paralı askerler tarafından suikast düzenlenmiştir. Bu kırılma noktasından sonra ülke genelinde silahlı çetelerin saldırıları ve şiddet olayları hızla artmıştır. Buna ek olarak Ariel Henry de aslında seçilmiş bir lider değildir. 2021 yılında Devlet Başkanı Jovenel Moïse’nin suikastından sadece iki gün önce Moïse tarafından bir sonraki Haiti Başkanı olarak seçilmiştir. Henry’nin uluslararası toplumun desteği ile Başbakan olarak yemin etmesi; ülkedeki tartışmalı süreci etkilemiş ve durumun daha da kötüleşmesine sebep olmuştur. Haiti’de sürekli yükselen fiyatlar, enflasyon, çökmekte olan altyapı gibi durumlar Henry’nin otoritesinin pekişmesinin önünde büyük engel oluşturmuştur.
BM’nin 14 Mart 2024 tarihindeki verileri incelendiğinde 2023’ün ilk dört ayında Haiti’de Ukrayna’dakinden daha fazla sivil öldürüldüğü görülmektedir (World Food Program USA,2024). Bu çatışmanın en önemli sonuçların yıkıcı açlık ve yerinden edilme olmuştur. 2024 yılında da çete şiddeti artarak devam etmektedir; özellikle mart ayında gerçekleşen hapishane baskını siyasi istikrarsızlık ve şiddeti yeni bir seviyeye ulaştırmıştır. Ülke genelinde sivil insanların her gün öldürüldüğü, yerinden edildiği, açlığa ve şiddete maruz bırakıldığı görülmektedir. Uluslararası toplumun ise kınamaktan çok da öteye gidemeyen tepkisi dikkat çekicidir.
Haiti zaten yıllardır kaos içinde olan bir ülke ve 2021 Başkanlık suikastı ile bu durumun daha da kötüleştiği görülmektedir. Özellikle 2024 yılı şubat ayında Başbakan Henry ülke dışındayken gerçekleştiren Port-au-Prince Hapishane baskını ülkede şiddetin geldiği noktayı ve çetelerin gücünü anlamak açısından önem arz etmektedir. Şehirde hapishane firarileri ve silahlı çeteler dolaşmakta ve siviller öldürülmektedir. Bu analiz iki önemli soruya cevap aramaktadır: Haiti’de neler oluyor? Batı yarımkürenin en fakir ülkesi Haiti’de son zamanlarda artan şiddet dalgasının sebebi nedir?
…