Günümüzde, siber uzay kavramı, dijitalleşen dünyada giderek artan bir öneme sahiptir. Her geçen gün birbirine daha fazla bağlanan ülkeler ve küresel şirketler, siber uzayda giderek artan bir rekabet ve güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Siber suçlar, sadece bireylerin veya kurumların değil, tüm ulusların güvenliğini tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiştir. Öyle ki, siber saldırıları, askeriyede adeta bir devrim yaratarak yeni bir savaş meydanının doğmasına sebep olmuştur. Bu gerçeklik ülkelerin dış politikalarına yön vererek günümüzde uluslararası ilişkilerin yapıtaşını oluşturmaktadır.
Uluslararası Güvenlikte Siber Uzay
Peki nedir bu ülkelerin dış politikalarında önemli bir araç olan siber uzay? Siber uzay, tanımına göre tüketici bilgisayarları, elektronikler ve iletişim ağlarından oluşan, tüketicinin dünyaya bağlı olduğu yerdir. Siber uzay, fiziksel dünyaya ait olmadığı için fiziksel yasalar siber suçlarına uygulanmaz. Siber suçların yoğun gözlemlendiği ülkelerde, hükümetler tarafından ayrı bir dizi siber yasa çıkarılmış ve bu yasalar, siber kullanıcılarına siber güvenlik sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Bu tür siber yasalar, insanların ahlak veya yasa dışı faaliyetlerini izlemek ve engellemek için gereklidir. Yaygın siber suçlar faaliyetleri arasında bilgisayar korsanlığı (hacking), hırsızlık, kara para aklama, terörizm ve korsanlık yer alır.
Cybersecurity Ventures tarafından yapılan tahminlere göre, siber suçların yıllık maliyetinin 2025 yılına kadar dünya genelinde 10.5 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD), uzun yıllardır veri ihlali maliyeti açısından dünya lideri konumunda bulunmaktadır. International Business Machines (IBM) raporlarına göre, 2023 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde bir veri ihlalinin maliyeti 5.09 milyon doları aşmıştır. Bu rakamlar, siber güvenliğin artık sadece bir teknoloji sorunu olmadığını, aynı zamanda ekonomik ve siyasi bir mesele haline geldiğini göstermektedir.
Öte yandan, jeopolitik gerilimlerin artmasıyla birlikte, siber tehditlerin de arttığı gözlemlenmektedir. Özellikle 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, kuruluşların %97’sinin siber tehditlerde artış yaşamasına neden olmuştur. Özellikle devletler arası ilişkilerde, siber uzayın giderek daha fazla kullanılmasıyla, siber güvenlik konusundaki endişeler de artmaktadır. Bu bağlamda, siber güvenliğin önemini anlamak ve etkili bir şekilde ele almak, uluslararası toplumun en öncelikli görevlerinden biri haline gelmiştir.
Devletler özelinde, bu tehditleri ve siber kapasiteyi genişletme amaçlarını üç doğrultuda incelemek mümkündür: Diğer devletlerin kritik altyapılarına sızarak onları güvenlik tehditlerine karşı caydırmak; Siber casusluk yoluyla bilgi edinerek, devletlerin askeri gelişimlerinde daha hızlı ilerlemeleri için bilgi birikimini artırmak; Teknolojik ilerlemenin sağlandığı alanlarda ekonomik kazanımlar elde etmek (örneğin, endüstriyel casusluk yoluyla). Bu anlamda büyük bir siber güç olan Çin’in devlet kabiliyetlerinin analiz edilmesi, diğer devletlere nispetle bu alanda önde olması da göz önünde bulundurulduğunda son derece önemlidir.
…